Kırmızı

Gözlem yapmak kolay oluyor belli bir tecrübe seviyesinden sonra. İnsanların yüz hatlarına ve yürüyüşlerine, çökmüş zavallı omuzlarına, gururla şişmiş göğüslerine ve gözlerine bakarak ufak ve yersiz hemde gereksiz çıkarımlarda bulunmak, çok kolay.
Gözlerinin etrafı halkalı olana kötü alışkanlıklar yaftasını tokat gibi vurmam genelde 3 nanosaniyeden bile kısa sürüyor. Bu çıkarımlar vasıtasıyla, akıntılar ve akıntılarda sürüklenenleri bulmak basite indirgeniyor.
Biz bir yere sürükleniyoruz. Tüm insanlık. Tüm akıllılar ve tüm gerizekalılar. 
Hayat dediğimiz şey bana göre bu sürüklenişin akıllılar tarafından akıntının yönü üzerinde oynamalar yapıldığı illüzyonunun yaratılması ve aptal olanların onlara inanarak balık olmaya devam etmesidir. 
Yaralar ediniyoruz. Bunlardan anlamlar çıkartıp, anlamlar yüklüyoruz. 
Yarının daha iyi olması için, yarınımızı daha iyi yapacağını düşündüğümüz işlere girişiyoruz. 
Bir yerden bir yere ulaşmaya giderken yolda selam verdiklerimiz oluyor. Selamlaştıktan sonra herkes sırtını dönüp yola devam ediyor. Bu, devranın tam olarak kendisi.
Bilimin kimyasal birkaç olayın sonucu olarak adlandırdığı, felsefeci amcaların tanımlamak adına birbirine kafa attığı "duyguları" yaşarken dünya üzerinde sonsuz olasılık ve sonuç zincirinden birini tetikliyoruz. Her saniyede, her göz kırpışımızda, her bir harfi yazdığımızda ve her bir  kelimeyi ziyan ettiğimizde dünyanın gidişatında kelebek etkisi yaratıyoruz. Oldukça ironik. Kelebeklerin ömrü oldukça kısa. Ama zavallı hayvanın güzel kanatları üzerine kurulan ve dünyanın kesin ve rasyonel hesaplarla temellere oturtulması en zor teorisini konuşuyoruz. 
Hayatın rengi değişir. Genellikle kırmızıdır.
Kan mı, şarap mı yoksa ateş kırmızısı mı olacağını biz seçiyoruz. 
Burada sonlanıyor.

Beth Hart - Caught Out In The Rain

Yorumlar

Popüler Yayınlar