Boşluğa Boşalt

Düşün.
Korkusuzca akan bir hayat,
şerbet gibi koyu akan yollar,
senden intikam alırcasına,
seni öldürürcesine koşup giden zaman.
birkaç kelimenin ardına sığınırdın belki?
gözlerinin önünde bir bir işlediğin günahlar.
gözlerinin arkasında bir bir bedeller.
nereye varacağını bilmeyen bir beden.
neden orada dönüp durduğunu bilmeyen bir sinek gibi,
neden burada dönüp durduğunu bilmeyen bir sen.
gerçek ne?
gerçek,
gerçek,
söyledikçe kulağına garip gelecek.
gerçeğin kendisi gerçeklikten uzak belki.
göğsünde kapkaranlık bir boşluk.
ağır,
kasvetli,
soğuk.
bakarken Musa gibi o kalabalığa,
farkettiğin zaman o kalabalığın boşluk içinde boşluklar olduğunu,
binlerce karaltı yanlarından akarken,
karanlıkları daha karanlık yapmak için koşarken,
sen yalnızca Musalık yapıyorsun.
kimse arkandan gelmese,
sen kendi peşinden gider miydin?
ardına baktığında orada kendini görebilir miydin?
ne yani pes edecek miydin?!
inanç ihtiyacını ellerinle kökünden söküp,
ben var mıyım? diyebilecek miydin?
soruların sorularını açmadığında,
cevapların dibini görüp,
ellerini bu kimyasal topraklardan çekecek miydin?
hayat dediğin şeye dair olan tüm bağlarını,
tek celsede boşayabilecek miydin?
sen inanmak için varsın,
sen bağlanmak için varsın,
sen korkmak için varsın,
yaşadığın için ölüyorsun,
bu yüzden varsın.
sen düşünmek için yoksun,
sen sormak için yoksun,
sen başkaldırmak için yoksun.
ve tüm bu rüyanın içinde sanki bir tek sen yoksun.


Yorumlar

Popüler Yayınlar